Eski ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, The Economist’e konuştu.
Henry Kissinger, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski‘yi, Çin‘in Ukrayna‘daki diplomatik çabalarını akıllıca karşılayan “olağanüstü bir lider” olarak niteledi.
AB‘nin, Ukrayna’nın NATO üyeliğine yönelik tutumunu eleştiren Kissinger, “Savaşı yanlış bir şekilde sonlandırmamalıyız. Sonucun muhtemel sonuç olduğunu varsayarsak, bu işgalden önce var olan statüko çizgisinde bir yerde olacaktır. Sonuç, Ukrayna’nın Avrupa tarafından korunmaya devam ettiği ve sadece kendi başının çaresine bakan yalnız bir devlet haline gelmediği bir sonuç olmalıdır” dedi.
Avrupa’nın güvenliği için Ukrayna’nın NATO’da olması gerektiğini savunan Kissinger, “Şu anda Ukrayna’yı öyle bir noktaya kadar silahlandırdık ki, Avrupa’nın en iyi silahlanmış ve stratejik açıdan en az deneyimli liderliğine sahip ülkesi olacak. Eğer savaş muhtemelen olacağı gibi Rusya’nın birçok kazanımını kaybetmesi ancak Sivastopol’u elinde tutmasıyla sonuçlanırsa, memnuniyetsiz bir Rusya’nın yanı sıra memnuniyetsiz bir Ukrayna’ya, yani bir memnuniyetsizlik dengesine sahip olabiliriz” diye konuştu.
“BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DURUMDAYIZ”
Kissinger, ABD ve Çin arasındaki çatışmadan kaynaklanan küresel çatışma tehdidi üzerine, “Klasik Birinci Dünya Savaşı öncesi durumdayız. İki tarafın da fazla siyasi taviz marjının olmadığı ve dengenin herhangi bir şekilde bozulmasının feci sonuçlara yol açabileceği bir durumdayız. Her iki taraf da diğerinin stratejik bir tehlike oluşturduğuna kendini ikna etmiş durumda” dedi.
Kissinger, “Büyük güçlerin çatışmasına giden yoldayız. Şu anda barış için en büyük iki tehlike ikimiziz (Amerika ve Çin). Yani insanlığı yok etme kapasitesine sahibiz” diye ekledi.
“YAPAY ZEKA” VURGUSU
Yapay zekanın yaratabileceği tehditler üzerine konuşan Kissinger, şunları kaydetti:
“Çin ve ABD, tarihsel olarak askeri bir çatışmanın kaçınılmaz olduğu türden iki güç. Ancak bu normal bir durum değil, çünkü karşılıklı güvenceli imha ve yapay zeka söz konusu. Makinelerin sadece nükleer değil, herhangi bir insani yıkım alanında küresel salgın hastalık ya da diğer salgınları dayatabileceği bir kapasitenin çok başındayız. Bu koşullar, en azından çatışmadan kaçınmaya çalışan sorumlu liderler gerektiriyor.”
JAPONYA’YA DİKKAT ÇEKTİ
Japonya‘nın “beş yıl içinde nükleer silaha sahip bir devlet olacağını” savunan Kissinger, “Her zaman bize yakın olmak istiyorlar. Tabii bizim için uygun olmayan anlaşmalar yapmalarını da göz ardı edemem. Ancak Çin ve aralarındaki güç ilişkisi konusunda her zaman endişeli olacaklardır. Benzer şekilde Japonya’nın da kendilerini kısıtlayacak küresel çok taraflı bir sistemin daimi üyesi olmak gibi bir niyeti olduğunu sanmıyorum” ifadelerini kullandı.
“NİXON DÖNEMİNDE BİLE BİRLİK VARDI”
ABD’de yükselen kutuplaşmaya değinen Kissinger, “Watergate’e benzer bir durum iç savaş benzeri koşullara yol açabilir ve bu beni derinden endişelendiriyor. Siyasi tartışmaların doğası benim Washington’a ilk geldiğim zamankinden çok farklı” diye konuştu.
Kissinger, “Biden’ın ülkede birlik için ilham kaynağı olabileceğini düşünmüyorum ve Cumhuriyetçilerin daha iyi birini bulabileceğini umuyorum. Bakın, bu tarihte harika bir an değil, ama alternatifi tamamen vazgeçmek. Tüm düşmanlıklarıyla Nixon döneminde bile hala bir dereceye kadar birlik vardı. Her yönetimde zayıflamaya başladı ama bence Trump ve şimdi de Biden bunu zirveye taşıdı” diye ekledi.
“HİNDİSTAN, ÇİN’E KARŞI GÜÇLENDİRİLMELİ”
ABD-Hindistan ilişkilerine değinen Kissinger, “Biliyorsunuz, benim görüşlerime en yakın olan siyasi lider Hindistan Dışişleri Bakanıdır. Hindistan ile yakın ilişkiler konusunda çok istekliyim. Amerikan politikasının Çin karşıtı tanımına karşı ihtiyatlıyım, ancak Asya’dan çekilmekten yana değilim” dedi.
Kissinger, “Hindistan’ın Çin ile olan çatışmasında askeri açıdan güçlendirilmesi konusunda hemfikirim. Bugün Hindistan’da uyum için bir alan var. Hintlilerin şu anda dış politikalarını yürütme biçimlerine büyük saygı duyuyorum çünkü bu bir denge göstergesi” diye konuştu.
