RTÜK’ten TV’lere ikinci ‘uyarı’: Cezalar en üst sınırdan uygulanacak

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, “dün TV’lere yaptığı uyarıdan bazı medya kuruluşlarının fazlaca alınarak konuyu bilinçli şekilde ‘basına sansür’ olarak yansıttıklarını” savunarak yeni açıklama yaptı.

Dün televizyonlara yaptığı ‘uyarı’yla ilgili ikinci bir açıklama yapan RTÜK Başkanı Şahin, “Bilinmelidir ki RTÜK sosyal medya baskıları ve algı operasyonlarıyla değil, kanunun kendine yüklediği yetkiyle görevini yerine getirmektedir. Bundan sonra da bu sorumlulukla hareket etmeye devam edecektir” dedi.

Şahin, sosyal medya hesabından yayınladığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

‘UYARIDAN FAZLACA ALINDILAR’: RTÜK olarak dün yayıncı kuruluşlarımıza ana haber bültenleriyle ilgili kanal ismi belirtmeden genel bir uyarı yayınladık. Bazı medya kuruluşlarımız bu uyarıdan fazlaca alınarak konuyu bilinçli bir şekilde ‘basına sansür’ olarak yansıttılar. Anayasamız, basın hürriyetini güvence altına almış ancak sonsuz bir hürriyet de vermemiştir. (Basın hürriyetinin sınırlanmasında, Anayasanın 26. ve 27. maddeleri hükümleri uygulanır.) Ayrıca 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinde yayıncı kuruluşlarımızın uyması gereken kurallar ve bu kuralların ihlal edilmesi durumunda uygulanacak yaptırımlar net bir şekilde anlatılmıştır.

‘ALGI OPERASYONU’: Bilinmelidir ki RTÜK sosyal medya baskıları ve algı operasyonlarıyla değil, kanunun kendine yüklediği yetkiyle görevini yerine getirmektedir. Bundan sonra da bu sorumlulukla hareket etmeye devam edecektir.

‘CEZA EN ÜST SINIRDAN’: Ekranlarda genel ahlaka aykırı, şiddet içeren, çocuklarımızın ve gençlerimizin ruhsal ve fiziksel gelişimini olumsuz etkileyen, aile kurumumuzu hedef alan, özel hayatın gizliliğini ihlal eden, kişi ve kurumlarımızı aşağılayan, suçu ve suçluyu öven, manipülasyon ve dezenformasyon içeren, maksatlı ve taraflı yayıncılığa asla geçit vermeyecektir. İhlal eden yayıncı kuruluşlarımıza gerekli yaptırımlar en üst sınırdan uygulanacaktır.

Ebubekir Şahin, dün yaptığı açıklamada “RTÜK izleme uzmanları tarafından yapılan incelemelerde, ana haber bültenlerinde çok sayıda şiddet içeriğine yer verildiğinin ve haber sunucularının tarafsızlıktan uzak, maksatlı yorum yaptığının tespit edildiğini” belirterek “Ülkemizde enerji, savunma sanayi, yerli ve milli teknoloji, sanat, kültür ve spor olmak üzere birçok alanda başarılı çalışmalar ortadayken, karamsarlık aşılayan ‘yandık’, ‘bittik’, ‘mahvolduk’ haberciliğinin kimseye bir faydası da yoktur” demişti.

(HABER MERKEZİ)

Related Posts

İsrail Gazze’yi vurdu: Çocuklar ve yardım bekleyenler öldü

İsrail’in sabah saatlerinden itibaren Gazze Şeridi’nin çeşitli bölgelerine düzenlediği saldırılarda aralarında kadınların, çocukların ve yardım bekleyenlerin bulunduğu 50 Filistinli ve yaşamını yitirdi.

İYİ Parti’den MSB’ye ’12 şehit’ soruları: ‘İstihbaratı teröristten mi aldınız?’

İYİ Partili Turhan Çömez, 6 Temmuz Pazar günü Irak’ın Pençe-Kilit harekât bölgesinde 12 askerin şehit olduğu olaya ilişkin soru işaretlerini TBMM gündemine getirdi. Çömez, “Mağaradaki aramanın PKK itirafçısı bir kadın teröristin vermiş olduğu bilgiler üzerine yapıldığı iddiaları doğru mu” diye sordu.

Filistinli aktivist Halil’den, Trump yönetimine 20 milyon dolarlık tazminat davası

Filistinli aktivist Halil’den, Trump yönetimine 20 milyon dolarlık tazminat davası

Kocaeli merkezli 19 ilde dolandırıcılık operasyonunda 38 gözaltı

Kocaeli merkezli 19 ilde düzenlenen sahte internet siteleri ve sosyal medya üzerinden araç kiralama dolandırıcılığı operasyonunda 38 şüpheli gözaltına alındı. Emniyetteki işlemleri tamamlanan şüpheliler, adliyeye sevk edildi.

Husiler İsrail’in Kızıldeniz’de gemilerine saldırdı

Yemen’deki İran destekli Husilerin Kızıldeniz açıklarında son günlerde ticari gemileri hedef alan saldırılara dair açıklaması El-Mesire televizyonunda yayımlandı. Bu saldırıları balistik füzelerin yanı sıra insansız deniz ve hava araçlarıyla …

SGK’nın kanser ilaçlarını ödeme kapsamına almasıyla ilgili dikkat çeken uyarı

Sağlık Hakkı Derneği, SGK’nın kanser ilacı Pembrolizumab’ı ödeme kapsamına alınmasının olumlu olduğu ancak tedavi hakkının “tek seferlik” bir kullanım ile sınırlandırılmasının tedavisi başarısız olan hastaların bir sonraki modern tedavi seçeneğine erişimini engellediğini aktardı.